Bu şirin köyümüzü çocukluğumuzda Hotanlı olarak bilirdik. Rahmetli Kör Hamzaların Saimehalam genç kızlığında bu köye gider gelirdi. Orta okuda iken Muhsin adında bir arkadaşımız vardı.
Bulduk’ta akrabalarımıza gelip giderken köyün temizliğine ve çiçeklerine hayran kalırdık. Gün geldi. Rahmetli Kayınpederim oğlu Namık Yardımcı’ya kız istemeye gitmiş de Bayram abimi murat 131 nin lastiklerini patlatmışlardı. Rahmetli Hayri Yıldız abimizin çok yemeğini yedik ve ve çayını içtik.
Yine rahmetli Kazım Şakar eniştemiz Kınık’tan Fıranlara Esma Teyzemize iç güveyisi-damat olarak gelmişti. En son Salim Yaşar abimiz ile Yeni Ufuk Gazetesinde yayınlamak üzere bir söyleşi yapmıştım.
Bildiğimiz bir şey var ki bu gün Kınık’ta yaşayanların ataları toprağa adet can ve şekil veren sanatkarlardı. Toprak el sanatlarının yani çanak, çömlek, ibrik, testi, saksı gibi mamuller hep hünerli ellerden çıkmıştır. Bu işin piri köyün kurucu üç kardeşten birisi olan Şakir ağadır.
Toprakla ilgili ürünlerin üretimi bu güzel köyümüze renk katmaktadır. Fakat her şey daha iyiye gideceğine geri gitmektedir. Bir zamanlar 850 civarında olan nufus 250 civarına gerilemiş durumdadır. Çanak, çömlek vs ürünleri zorlu emeklerle üreten atölye sayısı 120 civarından 20 civarına düşmüş durumda.
Emin Aslan ve babası ile tanıştım. Artık düğünlere toprak cezve fincanlar götürmeyi gelenek haline getirdim. Sardunyalarıma toprak saksılar aldım. Toprak cezvede pişirilen kahve çok leziz olmaktadır..
Emin Aslan’ ustama da bir uğramam gerekiyordu uğrayamadım. Buradan kendisine selam eder hayırlı işler dilerim. Salim Yaşar abimle her zaman telefonlaşırız. Artık ihtiyarladı ya telefonları zor duyuyor.
Köyün ilk kurulduğu yıllarda, adının halk tarafından Otanlı olarak anıldığı bilinmektedir. Anlatılan hikâyede, köyün kurulduğu arazi, Pazaryeri İlçesinin eski yerleşim yeri olan Dereköy’ün daha önceleri mera olarak kullandığı arazidir.
Ot anlığı anlamına gelen Otanlı mevkii olması olası bir yaklaşımdır. Anlatılan sözlü hikâyelerde, köye ilk gelen 7 kardeş olarak bilinen bir ailedir. Dört kardeşin burada kalmayıp Anadolu’nun iç kesimlerine doğru muhtemelen Hatay’a gittiği düşünülmektedir. Kalan üç kardeşin bu bölgede arazi satın aldığı, arazi sahibinin Pazarcık nahiyesinden olduğu söylenir. Henüz bir yerleşim olmadığından mevkii adı olarak Otanlı adının kullanıldığı düşünülmektedir.
Daha sonra resmi kayıtlarda Kınık adı ile köy yerleşimi oluşturulmuş. 1886 yılında 18 hane ve 81 nüfusun bu bölgede oluşturulan Kınık isimli köye yerleştirildiği görülmektedir. (Demiryürek H. Age. S.132). Halk arasında eski adı Otanlı olarak bilinir. Köyün yerleşim alanı oldukça düz ve hafif eğimli bir arazidir.
Pazaryeri – İnegöl yoluna 1 km mesafededir. Evler bitişik bir konumda olup, yolun her iki tarafında sıralanmış, düzenli ve evlerin pencereleri sokağa bakar. Evlerin ve atölyelerin sokağa bakan pencerelerinde, köyde üretilen akıtma desenli saksılar ve içinde renk renk açan çiçekler hoş bir görüntü oluşturur.
Köye ilk adımınızı attığınızda buranın bir çömlekçi köyü olduğunu anlamanız zor olmayacaktır. Tertemiz sokakları, genelde beyaz badanalı evleri ile dikkat çeker. Yayla havası iklimi ile yazın köye gelen misafirler için nefes alınacak bir ortam yaratır. Köyde; Muhtarlık binası, İki Köy kahvesi, Cami, Bakkal, Ekmek fırını, Sağlık evi, Kınık Köyü Çömlekçilik ve El Sanatları Derneği, Kınık Köyü Camii Yaptırma ve Yaşatma Derneği, Kınık Amatör Spor Kulübü Derneği ve bir İlköğretim okulu bulunmaktadır.
Geçen hafta Sarıdayı, bu Hafta sonu Dereköy ve Kınık’ta proğramlar vardı. Ve Spor Kulübü Başkanımız İsmail Korkut’un davetlisi olarak, Bamsı, Ali Uzun ve Hayri Kınık’a geldik. Bu gün yeme içme bakımından şanslı günümüzdeyiz. Nefis çorba, kuru fasulye, bulgur pilavı ve tam kıvamında pişirilmiş aşureyi afiyetle yedik. İsmail Korkut bizleri sıcak karşıladı. İsmail Bey bizim gibi emekli.
Bursa Tofaş’tan emekli olmuş. Şu anda çok kişinin kaçındığı sosyal faaliyetleri üslenmiş. Spor Kulübü başkanlığı yanı sıra “ Geleneksel Çömlekçilik ve El Sanatları Dernek Başkanlığı’”nı da üslenmiş durumda. Allah hizmetlerini ziyade etsin inşallah.
Kınık çok büyük bir köy değil ama zaruri ihtiyaç giderecek her şey var.
Bozcaarmut ve Küçükelmalı, Bulduk yolu üzerinde oluşu Kınık için bir avantaj durumundadır.
Uzun lafın kısası Kınık gıpta ile baktığım bir köyümüzdür. Çok kişi il dışından gelen misafiri ile mutlaka bu köyümüzü ziyaret ediyor. Çalışkan ve dinamik il Kültür Müdürümüz Serkan Bircan dahi birçok misafiri ile Kınık’a mutlaka uğrar. Kınıklılara müjde vermek bana düşmez ama burada sevincimden haddimi aşmak istiyorum. Kınık’ı güzel bir sürpriz bekliyor. O dev kavanozun olduğu alanda yapılacak bir projenin ayak seslerini duydum. Benden bu kadar söylemesi. Sizin anlayacağınız Kınık Pazaryerimizin yüz akı köylerinden birisidir.
İlçe Belediye başkanımız Zekiye Tekin Hanımefendi de bu tür etkinliklerde köylerimizi yalnız bırakmıyorlar. Bu sebeple kendilerine teşekkür ediyorum.
Bir atasözü var “ Yürük at kendi yemini kendi artırır”. Misalde hata olmaz Kınık kendi istikbalini kendisi hazırlayan bir köyümüz.
Kınıklı hanımefendilerin her yıl organize ettikleri “ Geleneksel Aşure Günü” Katılım sağlamaktan memnun olduk.
Gazeteci – Muhtar Sedat Ceylan kardeşimizde o güne ait fotoğrafları gönderdi. Biz aşure günü ve Kınık ile ilgili tesbitlerimizi, duygu ve düşüncelerimizi sizinle paylaşmaktan memnuniyet duyuyoruz. İnşallah sizlerde memnuniyet duyarsınız. Güzellikleri paylaşmak lazımdır.
Okuyan herkese selam eder sıhhat ve afiyette daim olmalarını Yüce Allah’tan temenni ederim.
SADETTİN BAYRAM